Adres:
Çetin Emeç Bulv. Yukarı Öveçler Mh. Lizbon Cd. No: 2/3 Çankaya, Ankara

Telefon:
0 (312) 911 81 94

 

Sexting Suç mu? Cezası Var mı?

Sexting, iki kişinin dijital ortamda cinsel içerikli mesaj, fotoğraf veya videolar paylaşmasıdır. Bu terim, “sex” (cinsellik) ve “texting” (mesajlaşma) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Sexting, özellikle gençler arasında yaygın bir iletişim biçimi haline gelmiştir ve bu durum çeşitli hukuki sorunlara yol açabilmektedir.

Sexting, genellikle şu şekillerde gerçekleşir:

  • Cinsel İçerikli Mesajlar: Cinsel içerikli ve müstehcen ifadeler içeren metin mesajları.
  • Cinsel İçerikli Fotoğraflar: Kişinin kendisinin veya bir başkasının çıplak veya yarı çıplak fotoğraflarını göndermesi.
  • Cinsel İçerikli Videolar: Kişinin kendisinin veya bir başkasının cinsel davranışlarını içeren videoları paylaşması.

Bu tür içerikler, genellikle WhatsApp gibi uygulamalar aracılığıyla cep telefonları, sosyal medya platformları, e-posta ve diğer dijital iletişim araçları kullanılarak paylaşılır. Bu makalede, sexting’in hukuki boyutları ve 18 yaşından küçüklerle ve büyüklerle sexting konusu detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Rıza, Fiili Hukuka Uygun Kılar

Türk Ceza Kanunun esas aldığı ve suçun bir haksızlık olarak adlandırıldığı suç teorisinde suçun unsurları; maddi unsurlar, manevi unsurlar ve hukuka aykırılık unsuru olmak üzere üç başlık altında toplanmaktadır. Hukuka aykırılık, suçu oluşturan haksızlığın niteliği olup hukuka aykırılık ile kastedilen husus fiilin hukuk sistemiyle çatışması ve hukuk sistemine aykırı olmasıdır. 5237 sayılı Kanunda bazı suç tanımlarında “hukuka aykırı olarak”, “hukuka aykırı başka bir davranışla”, “hukuka aykırı diğer davranışlarla”, “hukuka aykırı yolla”, “hukuka aykırı yollarla” gibi ifadelere yer verilmiştir. Suçun unsurlarından birisi olması hasebiyle “hukuka aykırılık” kavramına madde metninde ayrıca yer verilmesiyle, failin olayda bir hukuka uygunluk nedeni olmadığını ve eyleminin hukuka aykırı olduğunu bilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Türk Ceza Kanununda hukuka uygunluk sebepleri;

  1. Kanunun hükmünü yerine getirme (m.24/1)
  2. Meşru savunma (m.25/1)
  3. İlgilinin rızası (m.26/2)
  4. Hakkın kullanılması (m.26/1)

olarak düzenlenmiştir.

İlgilinin rızası, 5237 sayılı TCK’nun “Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası” başlıklı 26. maddesinin ikinci fıkrasında; “Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez” şeklindeki düzenleme ile bir hukuka uygunluk nedeni olarak sayılmıştır. Sözü edilen hukuka uygunluk nedeninin doğabilmesi, rızanın kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olmasına ve kişinin bu hakla ilgili olarak rıza açıklama ehliyetinin bulunmasına bağlıdır. Yine rızanın bir hukuka uygunluk nedeni olabilmesi için fiilin işlenmesinden önce ve en geç işlendiği sırada mevcut olması gerekir. Fiilin işlendiği sırada olmayıp sonradan ortaya çıkan rıza bir hukuka uygunluk nedeni değildir.

4721 sayılı Medeni Kanun’un 13. maddesine göre, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk veya benzeri sebeplerden dolayı makul bir şekilde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes ayırt etme gücüne sahiptir. Kanunun 16. maddesi ise, ayırt etme gücüne sahip küçüklerin, kanuni temsilcilerinin izni olmadan borç altına giremeyeceğini belirtir. Ancak, karşılıksız kazanç elde etme ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanma durumlarında bu izin gerekli değildir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar kanunda tek tek sayılmamış olsa da, öğretide bu haklar kişinin sadece kendisi tarafından kullanılabilen, başkasına devredilemeyen ve miras yoluyla geçmeyen haklar olarak tanımlanmaktadır. Bu haklar kişinin kişiliğiyle yakından ilgili olduğu için, bu hakların kullanımı başka birine bırakılamaz. Örneğin, evlenme, nişanlanma, nişanı bozma ve evlat edinilmeye rıza gösterme gibi haklar kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.06.2014 gün ve 551-311, 12.11.2013 gün ve 511-449 ile 11.03.2008 gün ve 253-52 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK’nın 6/1-a maddesinde, “henüz 18 yaşını doldurmamış kişi” olarak tanımlanan çocuk kavramının, kanunkoyucu tarafından cinsel dokunulmazlığa karşı suçların düzenlendiği bölümde, “onbeş yaşını bitirmiş”, “onbeş yaşını tamamlamamış” şeklinde iki ayrı dönem olarak ele alındığı görülmektedir. Buna göre bu bölümde “onbeş yaşını tamamlamamış” çocuklar ile “onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını tamamlamamış” olan çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar farklı kategoride düzenlenmiştir.

TCK’nın 103/1-a maddesinde, “onbeş yaşını tamamlamamış” olan çocuklara karşı her türlü cinsel davranış cinsel istismar olarak tanımlanmışken, aynı maddenin (b) bendinde ise; diğer çocuklar ifadesiyle “onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını tamamlamamış” olan çocuklar kastedilerek, bunlara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışların cinsel istismar suçunu oluşturabileceği kabul edilmiştir. Böylece kanun koyucu bu maddede “onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını tamamlamamış” olan çocuklara karşı rızalarıyla işlenen cinsel davranışları cinsel istismar suçu kapsamına almamış ve bu kategorideki çocukların rızalarına önem vermişken, “onbeş yaşını tamamlamamış” çocuklara karşı yapılan her türlü cinsel davranışı rızaları olsa bile çocukların cinsel istismarı suçu kapsamına almıştır. Aynı kanunun 104. maddesinde de; cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunmayı şikayete bağlı bir suç olarak düzenlemiştir.

Tüm bu anlatılanlardan hareketle “onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını tamamlamamış” çocuklara karşı işlenen suçlarda ise, mümeyyiz olmaları halinde rızaları hukuka uygunluk nedeni olabilecektir.

18 Yaşından Küçüklerle Sexting

Türk Medeni Hukukuna göre reşitlik yaşı 18’dir. Reşit olmayan kişiler kanunen çocuk olarak kabul edilmektedir. TCK m.6/1-b uyarınca çocuk “henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi” olarak ifade edilmiştir. Çocuk Koruma Kanunu m.3/1-a’ya göre de çocuk şu şekilde tanımlanmıştır: “daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişi”. Bu nedenle 18 yaşından küçük kişilerle sexting iki açıdan ele alınmalıdır: 15 yaşını tamamlamış kişilerle sexting ve 15 yaşından küçüklerle sexting.

15 Yaşından Büyüklerle Sexting

15-18 yaş arası kişiler arasındaki sexting farklı değerlendirmelere tabi tutulmaktadır. Bu yaş grubundaki kişiler hukuken çocuk kabul edilse de, 15 yaşını tamamlamış çocukların rıza göstermeye ehil oldukları kabul edilmektedir. Bu nedenle 15 yaşından büyük çocuklarla geçerli rıza dahilinde yapılan sextingin suç oluşturmayacağı söylenebilir.

Ancak bu husus sadece metin bazlı sextingte söz konusudur. Yani rızaya dayalı olması şartıyla 15 yaşından büyük çocuklarla metin bazlı yani sadece yazışma suretiyle bir sextingin yapılması halinde herhangi bir suç gündeme gelmeyecektir.

Ayrıca hukuken geçerli bir rızadan söz edebilmek için salt olarak kişinin 15 yaşını tamamlamış olması gerekmemektedir. Nitekim çocuklar 15 yaşını tamamlamış olmalarına rağmen, mümeyyiz olmamaları halinde yani fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinden yoksun olmaları halinde de geçerli rızalarının olduğu söylenemeyecektir. Bu yüzden geçerli rıza değil, hukuken geçerli rıza ifadesi tercih edilmektedir.

Ancak sexting sırasında 15 yaşından büyük olsa dahi, reşit olmayan bir kişinin yani çocuğun, fotoğraf ve videolarının paylaşılması (üretilmesi) müstehcenlik suçunu oluşturmaktadır.

TCK m.226/3 şu şekilde düzenlenmiştir:

Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Görüldüğü üzere müstehcen içerikli görüntülerin üretiminde çocukları kullanmak suç olarak düzenlenmiştir. Bu üretimin ticari veya bireysel herhangi bir amaçla olup olmaması suçun mahiyetini değiştirmemekte, sadece müstehcenliğin üretiminde çocukların kullanılması yeterli kabul edilmektedir. Ayrıca fotoğrafların rızayla veya rıza dışı üretilmiş olmasının suç vasfı bakımından da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay’ın bu yönde çok sayıda kararı bulunmaktadır.

“Kanun koyucu bu suçun oluşumu için müstehcen ürünlerin profesyonel olarak hazırlanmasını aramamakta, müstehcen ürünlerin şekli şartları ya da bu ürünlerin üretiliş şekil ve amaçları konusunda bir sınırlama getirmemektedir. Buradaki müstehcen ürün kavramı ile müstehcenlik unsuru olarak çocuğun kullanıldığı resim, film, video, fotoğraf, grafik, imge, heykel, çizgi film, animasyon gibi görsel veya sesli ürünler ile şarkı sözü, roman, hikaye gibi yazılı ürünleri ifade etmektedir. Bu konuda bir sınırlama söz konusu değildir. Çocuğun bu müstehcen ürünün üretilmesinden haberinin ya da rızasının olup olmamasının da bir önemi yoktur. Bunun yanında suçun unsurlarının oluşması bakımından müstehcen ürünlerin izlenmesi, izlettirilmesi, satılması ve dağıtılması gibi bir zorunluluk da söz konusu değildir. Bu müstehcen ürünlerin hiç izlenmemiş olması ya da bireysel amaç için üretilmiş olması da sonucu değiştirmeyecektir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 01/10/2014 tarihli mesaj tespit tutanağında belirtilen 28/08/2014 tarihli “Güven yapma yalvarıyorum annemi arama ben yanarım yapma”, “Ne olur anneme gönderme beni yakarsın beni hastaneye tekrar yatırırlar” şeklinde yaşı küçük katılandan sanığa gönderilen mesajlar, 28/08/2014 tarihli “Banane” şeklinde sanıktan gelen mesaj, aynı tarihli “Üst tarafından çek canım” şeklinde sanıktan gelen mesaj içeriklerinin, yaşı küçük katılan … Akkuş’un aşamalardaki beyanlarıyla uyumlu olduğu anlaşılmakla, sanığın yaşı küçük katılan … Akkuş’la arkadaşlık kurduğu ve kendisini tehdit ederek cinsel içerikli fotoğraflarını kendisine göndermesini sağladığı, görüntülerdeki katılanın on sekiz yaşından küçük bir çocuk olduğu ve sanık tarafından da bu görüntülerin kendisine katılanın gönderdiği yönündeki beyanı karşısında, sanığın katılanı tehdit ederek, kendisine ait müstehcen görüntüler göndermesini sağlaması eylemlerinin, TCK’nın 44. maddesi gereği bütün halinde aynı Kanunun 226/3- ilk cümlesindeki müstehcen görüntülerin üretilmesinde çocukların kullanılması suçunu oluşturduğu gözetilmeden…”

Yargıtay 18.CD. Esas : 2018/2596 Karar : 2019/17245 Tarih : 05.12.2019

“Sanığın, 15 yaşını bitirmiş olup da 18 yaşını tamamlamamış olan katılanın rızası ile kaydettiği müstehcen görüntülerini, rızasına aykırı olarak silmeyerek telefonunun hafızasında saklamaya devam etmesi nedeniyle eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 134. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sanığın bu eyleminin müstehcen görüntü üretimi niteliğinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Görüldüğü üzere, uluslar arası sözleşmelere ve yükümlülüklere paralel bir düzenleme içeren 5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasında müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması yaptırım altına alınmıştır. Kanun koyucu bu suçun oluşumu için müstehcen ürünlerin profesyonel olarak hazırlanmasını aramamıştır. Yine müstehcen ürünlerin şekli şartları ya da bu ürünlerin üretiliş şekil ve amaçları konusunda bir sınırlama getirmemiştir. Buradaki müstehcen ürün içeriğinde müstehcenlik unsuru olarak çocuğun kullanıldığı resim, film, video, fotoğraf, grafik, imge, heykel, çizgi film, animasyon gibi görsel veya sesli ürünler ile şarkı sözü, roman, hikaye gibi yazılı ürünleri ifade etmektedir. Bu konuda bir sınırlama söz konusu değildir.

5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen suçla müstehcenliğe karşı çocuğun korunması amaçlanmaktadır.

Kanun koyucu 5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesindeki suçun oluşumu için müstehcen görüntülerin profesyonel olarak hazırlanmasını aramamış, müstehcen ürünlerin şekli şartları ya da bu ürünlerin üretiliş biçimi ve amaçları konusunda bir sınırlama getirmemiştir. Bunun yanında suçun unsurlarının oluşması bakımından müstehcen ürünlerin izlenmesi, izlettirilmesi, satılması ve dağıtılması gibi bir zorunluluk da söz konusu değildir. Bu müstehcen ürünlerin hiç izlenmemiş olması ya da bireysel amaç için üretilmiş olması da sonucu değiştirmeyecektir. Önemli olan bir çocuğun müstehcen ürün üretiminde kullanılmasıdır. Bu nedenlerle 15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük katılan ile girdiği cinsel ilişkiyi kayda alan, katılanın çıplak fotoğraflarını çeken ve katılanın rızası olmaksızın bu kayıtları cep telefonu hafızasında saklayan sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesindeki müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması suçunu oluşturduğu…”

Yargıtay Ceza Genel Kurulu – Esas : 2019/216 Karar : 2023/591 Tarih : 08.11.2023

Kararlarda da görüldüğü üzere, 15 yaşını tamamlamış olsa dahi hukuken çocuk olarak kabul edilen kişilerle görsel ve video bazlı sexting yapılması suç teşkil edecektir. Nitekim kanun, reşit olmayan kişilerin (çocukların) istisnasız olarak müstehcen görüntülerin üretiminde kullanılmasını suç olarak düzenlemiştir. Müstehcen içerikli görüntülerin üretiminde çocukların kullanılması suçunun cezası TCK m.226/3 gereğince beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır.

Ancak metin bazlı yani fotoğraf ve video olmaksızın sadece yazışarak, çocuğun geçerli bir rızasının olması halinde (fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayacak yeterlilikte ise) 15 yaşından büyük kişiyle sexting yapılması suç oluşturmayacaktır.

15 Yaşından Büyüklerle Metin Bazlı Sexting: Hukuken geçerli bir rızaya dayalı ise herhangi bir suç oluşmayacaktır.

15 Yaşından Büyüklerle Fotoğraf ve Video Bazlı Sexting: Geçerli bir rıza olsa dahi, TCK m.226/3 gereğince müstehcenlik içeren görüntülerin üretiminde çocukları kullanmak suçunu oluşturur.

15 Yaşından Küçüklerle Sexting

15 yaşından küçük çocukların beden ve ruh sağlığına dair kabul gören görüş rıza göstermeye ehil olmadıkları, eylemin anlam ve sonuçlarını yeterince idrak edemedikleri yönündedir. Bu nedenle hukuk sistemimizde rıza gösterme yaşı 15 olarak kabul edilmiştir. 15 yaşından küçük çocukların hukuken geçerli bir rızası bulunmamaktadır. Bu nedenle 15 yaşından küçük çocuklar ile sexting yapılması, rızaya dayalı olduğu iddia edilse dahi rıza hukuken geçerli olmadığından suç teşkil etmektedir.

Burada sexting yapılan taraflardan birinin 15 yaşından küçük olması halinde koşulsuz olarak cinsel taciz suçu gündeme gelecektir.

Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Ayrıca fotoğraf ve videoların yer aldığı bir sextingin söz konusu olması halinde ise müstehcen içerikli görüntülerin üretiminde çocukların kullanılması suçu da oluşacaktır.

Görüldüğü üzere metin, fotoğraf veya video, hangi suretle olursa olsun sexting eyleminde 15 yaşından küçük bir çocuğun bulunması halinde cinsiyet farketmeksizin cinsel taciz ve müstehcenlik suçu gündeme gelecektir. 15 yaşından küçüklerle sexting yapılması halinde meydana gelen cinsel taciz suçunun cezası TCK m.105 gereğince altı aydan üç yıla kadar hapis cezası olup, müstehcen içerikli görüntülerin üretiminde çocukların kullanılması suçunun cezası TCK m.226/3 gereğince beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır.

15 Yaşından Küçüklerle Metin Bazlı Sexting: 15 yaşından küçük çocukların hukuken geçerli rızalarının olmaması dolayısıyla cinsel taciz suçu gündeme gelecektir.

15 Yaşından Küçüklerle Fotoğraf ve Video Bazlı Sexting: TCK m.226/3 gereğince müstehcenlik içeren görüntülerin üretiminde çocukları kullanmak suçunu oluşturur.

Reşitler Arası Sexting

18 yaşından büyük bireyler arasındaki sexting, yani cinsel içerikli mesaj, fotoğraf veya video paylaşımı, rızaya dayalı ise suç olarak kabul edilmez. Bunun tek istisnası reşit olan kişinin rızasını sakatlayacak haller içerisinde olmamasıdır. Örneğin; sarhoşluk, uyuşturucu madde etkisi, devamlı akıl sağlığı bozukluğu gibi haller kişi reşit olsa bile rızasını hukuken geçerli kılmayacaktır.

Bu nedenle, rızayı sakatlayacak bir halin mevcut olmaması durumunda reşitler arası sexting suç teşkil etmemektedir. Fakat ifade etmek isteriz ki sexting, her iki tarafın da açık rızasıyla yapılmalıdır. Eğer taraflardan biri zorlanmış veya baskı altında bu tür içerikler paylaşmışsa burada başka suçlar gündeme gelebilir. Örneğin, kişinin mevcut fotoğrafları kullanılarak video göndermeye zorlamak şantaj suçunu gündeme getirebilir.

Reşitler Arası Metin Bazlı Sexting: Rıza halinde herhangi bir suç oluşturmaz.

Reşitler Arası Fotoğraf ve Video Bazlı Sexting: Rıza halinde herhangi bir suç oluşturmaz.

Revenge Porn (İntikam Pornosu):

Kişiler her ne kadar rıza dahilinde sexting yapıyorsa da gönderilen görüntülerin kaydedildiğinin ve bu görüntülerin karşı taraf silmedikçe silinmeyeceğinin farkında olunması gerekir. Bu nedenle özellikle dijital ortamlarda sexting yapılmasının bazı riskleri bulunmaktadır. Örneğin intikam pornosu, bireylerin rızası dışında özel görüntülerinin veya videolarının internette paylaşılması olarak tanımlanır. Bu durum, mağdurlar üzerinde ciddi psikolojik, sosyal ve ekonomik zararlara yol açmaktadır. İntikam pornosu, genellikle bir ilişkinin sona ermesiyle ortaya çıkar ve taraflardan birinin diğerine zarar vermek amacıyla özel görüntülerini ifşa etmesiyle gerçekleştirilir.

  • TCK Madde 134 (Özel Hayatın Gizliliğini İhlal): Bu maddeye göre, kişilerin özel hayatına dair görüntü veya seslerin izinsiz olarak ifşa edilmesi suçtur. Bu kapsamda, rızası olmadan kişinin özel hayatına ilişkin görüntülerin paylaşılması bu suç kapsamında değerlendirilir. Kişinin sexting sırasında rızaya dayalı olarak görüntüleri kendi isteğiyle göndermiş olması suçun mahiyetini değiştirmemektedir. Görüntüler rızayla elde edilmiş olsa da rıza dışı şekilde ifşa edilmesi suçun oluşması için yeterlidir.
  • TCK Madde 136 (Kişisel Verilerin Kaydedilmesi ve Yayılması): Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi de suç sayılmaktadır. Bu madde, intikam pornosu kapsamında değerlendirilebilecek durumları da kapsar. Nitekim sexting sırasında taraflar sadece özel hayata ilişkin (çoğu zaman cinsel içerikli) görüntüler paylaşmaz. Sıradan görüntülerin paylaşılması da mümkündür. Kişilerin sıradan fotoğraf ve görüntüleri kişisel veri olarak kabul edildiği için, sexting sırasında rızayla elde edilen görüntülerin rıza dışı paylaşılması (yayılması) bu suç kapsamında değerlendirilir.

Sexting Farkındalığı (Riskler)

Dijital teknolojilerin hızla gelişmesi ve akıllı telefonların yaygınlaşması, bu tür özel ve mahrem içeriklerin anında paylaşılmasını kolaylaştırmıştır. Ancak, sexting’in görünürdeki masumiyetine rağmen, bu dijital etkileşim biçiminin çeşitli ciddi riskleri vardır. Hem bireysel düzeyde hem de toplumsal düzeyde önemli etkileri olabilecek bu riskler, hukuki sorunlardan psikolojik travmalara kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Sexting’in doğasında bulunan gizlilik ihlalleri, kalıcı dijital izler, psikolojik etkiler, hukuki sonuçlar, güven sorunları ve itibar zedelenmesi gibi riskler, bu davranışın dikkatlice ele alınması gerektiğini göstermektedir.

Gizlilik ve Mahremiyet İhlali

Sexting, kişisel ve özel bilgilerin dijital ortamda paylaşılmasını içerdiği için, bu bilgilerin üçüncü şahısların eline geçme riski bulunmaktadır. Gönderilen mesajlar, fotoğraflar veya videolar, alıcının rızası dışında başkalarıyla paylaşılabilir. Bu durum, yukarıda belirttiğimiz hukuka aykırı sonuçları doğurabilmektedir.

Hukuki Sonuçlar

Hukuken geçerli rızası olmayan kişilerle sexting yapmak, telafisi mümkün olmayan bazı hukuki sorunlar doğurabilir. Başlangıçta masum gelen bazı istekler günün sonunda cezaevi parmaklıkları arkasına kadar giden bir serüvenin başlangıcı olabilir. Yukarıda ifade edildiği şekliyle, özellikle reşit olmayanla görüntülerin paylaşılması esasına dayanan sexting hali müstehcenlik gibi ciddi suçları oluşturabilmektedir. Çeşitli açılardan da cinsel taciz gibi suçlar gündeme gelebilir.

Ayrıca Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gibi kanunlar, kişisel verilerin korunmasına yönelik çeşitli hükümler içermektedir. Rızası olmadan birinin cinsel içerikli görüntülerini (özel hayatına ilişkin) paylaşmak, TCK Madde 134 kapsamında “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçu olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, TCK Madde 136’ya göre, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi de suçtur.

Yapılan eylemlerin hukuki sonuçlarının olduğunun ve kanunu bilmemenin mazeret sayılmadığının farkında olmak gerekir.

Dijital İz ve Kalıcılık

Dijital ortamda paylaşılan içeriklerin silinmesi zordur. Sexting yoluyla gönderilen fotoğraf ve videolar, internette kalıcı izler bırakabilir ve ileride bireyin sosyal veya profesyonel hayatında olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bir kez paylaşılan bir içerik, kontrol dışına çıktığında tamamen silinmesi neredeyse imkânsız hale gelir.

Psikolojik Etkiler

Sexting’in istenmeyen sonuçları, bireyler üzerinde ciddi psikolojik etkiler yaratabilir. Mahrem görüntülerin izinsiz olarak paylaşılması, mağdurların utanç, suçluluk, depresyon ve anksiyete gibi duygusal tepkiler geliştirmesine neden olabilir. Özellikle gençler arasında, bu tür durumlar zorbalık ve sosyal dışlanma riskini artırabilir.

Sexting, ilişkinin tarafları arasında güven sorunlarına yol açabilir. Bir ilişkinin sona ermesi durumunda, intikam amacıyla bu tür içeriklerin paylaşılması (intikam pornosu) gibi olaylar yaşanabilir. Bu durum, ilişki dinamiklerini olumsuz etkileyebilir, taraflar arasında ciddi güven kaybına neden olabilir. Ayrıca suç teşkil edecek eylemlere sebep olabildiği gibi, son derece ciddi dijital mağduriyet yaratabilir.

İnternette paylaşılan cinsel içerikli materyaller, bireyin itibarı üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Bu tür içeriklerin yayılması, bireyin sosyal çevresi, iş arkadaşları veya gelecekteki işverenleri tarafından görülme riskini taşımaktadır. Bu da kişisel ve profesyonel hayatta ciddi itibar kaybına neden olabilir.

Netice

Sexting, modern dijital iletişim dünyasında yaygın bir pratik haline gelmiş olsa da, beraberinde getirdiği riskler hafife alınmamalıdır. Bu pratik, kişilerin mahremiyetini ciddi şekilde tehlikeye atmakta, özel hayatın gizliliği ihlal edilebilmekte veya kişisel veriler rıza dışı yayılarak hukuki sonuçlara yol açmaktadır. Dijital ortamda paylaşılan içeriklerin kalıcı izler bırakması, bireylerin gelecekteki sosyal ve profesyonel yaşamlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenle, sexting’in yol açabileceği psikolojik etkiler, kişilerin ruh sağlığını ciddi şekilde sarsabilir ve utanç, suçluluk, depresyon gibi duygusal sorunlara neden olabilir. İlişkilerde güven sorunlarına ve itibar kaybına yol açma riski bulunan sexting, bireylerin dijital dünyada daha dikkatli ve bilinçli hareket etmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, sexting’in potansiyel risklerini anlamak ve bu tür içeriklerin paylaşımında büyük bir özen göstermek gereklidir. Toplumsal farkındalık artırılarak, bireylerin mahremiyetine saygı gösterilmesi ve kişisel verilerin korunması konusunda daha bilinçli adımlar atılması sağlanmalıdır. Sexting’in risklerini en aza indirmek için, hem bireyler hem de toplumun tüm kesimleri daha dikkatli ve sorumlu davranmalıdır.